İKÇÜ’de Kâtip Çelebi’nin Hayatı ve Eserleri Anlatıldı
İKÇÜ Kâtip Çelebi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)’nin ismini kendisinden aldığı 17. Yüzyılda yaşamış ilim adamı Kâtip Çelebi’nin hayatı ve eserleri üzerine bir konferans düzenlendi
Çok yönlü bir ilim adamı olan Kâtip Çelebi’yi, Cumhuriyetin yüzüncü yılında öğrencilere tanıtmak amacıyla İKÇÜ Kâtip Çelebi Uygulama ve Araştırma Merkezinin Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlediği ve Merkez Müdür Yardımcısı ve Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Coğrafya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Didem Sevtap Kaya tarafından gerçekleştirilen konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Kurucu Dekanı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Gökçe, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zümrüt Gedik, Katip Çelebi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve SBBF Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Ünal, SBBF Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Kâtip Çelebi ile İlgili Planlanan Bir Dizi Konferansın İlki
Konferansın açılış konuşmasını yapan Kâtip Çelebi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çiğdem Ünal, toplumun en önemli ve saygın kurumları olan ve toplumsal gelişimin merkezinde yer alan üniversitelerde, eğitim-öğretim ile bilimsel araştırmaların birlikte ve belirli bir organizasyon çerçevesinde yürütüldüğünü; üniversitelerin bünyesinde bulunan uygulama ve araştırma merkezlerinin ise akademinin bilgi ve deneyimlerini kullanarak araştırma, geliştirme ve uygulama faaliyetleriyle ülkenin bilimsel, teknolojik, kültürel ve sanatsal altyapısını geliştirmeye yönelik katkıda bulunduklarını ifade etti. Kâtip Çelebi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de bu kapsamda, Kâtip Çelebi’yi tanıtmak; hayatı, eserleri ve yaşadığı dönemin düşünce sistemi ile ilgili araştırmalar yapmak üzere 2013 yılında kurulduğunu açıklayan Prof. Dr. Ünal, Kâtip Çelebi ile ilgili planladıkları bir dizi konferansın ilkinin Cumhuriyetin 100’üncü yılında gerçekleşiyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
48 Yıllık Ömrüne 20’den Fazla Eser Sığdırdı
Konuşmasına, 17. yüzyıla damga vuran çok yönlü bilim insanı Kâtip Çelebi hakkında bilgi vererek başlayan Kâtip Çelebi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Didem Sevtap Kaya, 1609 yılında İstanbul Fatih’te doğan ve asıl adı Mustafa olan Kâtip Çelebi’nin Ulema arasında Kâtib Çelebi, Hümayun mensupları tarafından ise Hacı Halife olarak tanındığını aktardı. Dr. Öğr. Üyesi Kaya, henüz 5 yaşındayken, dönemin âlimlerinden olan İsa Halife El-Kırımî’den ilk dini bilgileri edinmesiyle başlayan eğitim hayatına farklı hocalardan dersler alarak devam eden ve katıldığı birçok askeri seferde Osmanlı coğrafyasını tanıma olanağı bulan Kâtip Çelebi’nin, bilgisini seferlerde edindiği kitaplar yoluyla arttırdığını anlattı. Kâtip Çelebi’nin 48 yıllık ömrüne, tarih ve coğrafya başta olmak üzere matematik, siyaset, din, halk bilimi gibi alanlarda 20’den fazla eser sığdırdığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kaya, eserlerin birçoğunun tıpkıbasımının İKÇÜ Kütüphanesinde bulunduğunu hatırlatarak, öğrencilere bu eserleri incelemelerini tavsiye etti.
17. Yüzyıl İlim ve Kültür Hayatına Damga Vurdu
Kâtip Çelebi’nin çeşitli alanlarda yazılmış eserlerine tek tek değinen Dr. Öğr. Üyesi Kaya, onun ilim anlayışını ise şu sözlerle anlattı, “Kâtip Çelebi, toplumun düzeni ve devamı için bilimi vasıta kabul ederek, alimleri toplumun kalbi olarak görüyor. Osmanlı Devleti’nde Batı kaynaklarına başvuranların belki de ilki olan Kâtip Çelebi, Batı dünyasındaki bazı önemli eserleri de tercüme etmiştir. O, yeni fikirler veya yenilikler peşinde olan bir düşünür olmaktan çok, yaşadığı dönemde Osmanlı devlet ve toplum düzeninde sorun olarak gördüğü meselelerle ilgilenmiş, bu meselelere çözümler üretmeye çalışmıştır. Bütün bunlar da 17. Yüzyıl Osmanlı ilim ve kültür hayatına adeta damga vuran Kâtip Çelebi’ye, Türkiye’de olduğu kadar Batı dünyasında da haklı bir şöhret kazandırmıştır.” Kâtip Çelebi’nin en önemli ve en bilinen eserinin ‘Cihannüma’ olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kaya, eserin 1732 yılında İbrahim Müteferrika tarafından matbaada basılan on birinci eser olduğundan, sonrasında ise Osmanlı’da ve Avrupa’da büyük yankı uyandırdığından söz etti. Kâtip Çelebi’nin hayat hikayesinden ve devrinin kaynaklarından onun okumaya ve araştırmaya çok düşkün biri olduğunun anlaşıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Kaya, sırf Arapça Fezleke ile Takvîmü’t- tevârih adlı eserlerini yazarken elinden 1300 eserin geçtiğine dair bilginin, kendi açıklamalarından öğrenildiğini söyledi.